Hukuk Fakültesi Dekanı ve İKV Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu, Latin Amerika’da oluşan bazı bölgesel ekonomik ve ticari entegrasyon örneklerinin, Türkiye’nin dış ticaret politikası ve Türkiye’nin AB ile olan ilişkileri açısından da takip edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve The Pacific Alliance‘nin işbirliğinde, 16 Aralık 2013 tarihinde ‘Pasifik İttifakı – Ekonomik ve Ticari Entegrasyon ve Küresel Erişim Platformu: Türkiye için Fırsatlar’ başlıklı bir toplantı düzenlendi.
Toplantının açılış konuşmasında, İKV Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu, öncelikle geçtiğimiz hafta Bali’de düzenlenen Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Bakanlar Konferansı’nda kaydedilen gelişmelere değindi. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, dünyada diğer önemli bölgesel girişimlerin de bulunulduğuna dikkat çeken Kabaalioğlu, Latin Amerika’daki oluşan bazı bölgesel ekonomik ve ticari entegrasyon örneklerinin durumunu değerlendirdi. 1960 lı yıllarda kurulan ve kısaca L.A.F.T.A. olarak anılan Latin American Free Trade Area – Latin Amerika Serbest Ticaret Bölgesi’nin gerçekten lafta kaldığını hatırlatan Kabaalioğlu, 1973 de oluşturulan Ant Paktı (Andean Pact) ın AT modeli esas alınarak kurulduğunu Şili, Venezuella, Kolombiya, Ekvator, Peru gibi üyelerden oluşan Ant Paktında her üye Devletin belli sanayi sektörlerinde uzmanlaşmasının öngörüldüğünü ancak çokulusluların kar transferine kısıtlama getirmek istenmesine karşı çıkan Devletler olduğunu hatırlattı. CARICOM adı verilen Karayipler Ortak Pazarı’nın daha küçük çapta olduğunu ve Orta Amerika ülkeleri arasında da bazı girişimler yer aldığını hatırlayan konuşmacı geçen yıl oluşturulan Pasifik İttifakının da AB deki karmaşık kurumsal yapı yerine Devlet Başkanları düzeyinde kararlar alınması ve bu kararların alt kademelere intikalinin karar mekanizmasını kolaylaştırdığını belirtti. Kabaalioğlu, Güney Amerika’nın Afrika’dan da büyük bir potansiyel içerdiğini hatırlatarak bu gelişmelerin, Türkiye’nin dış ticaret politikası ve Türkiye’nin AB ile olan ilişkileri açısından da takip edilmesinin önemini vurguladı.
Toplantının onur konuşmacısı, Kolombiya’nın eski Ticaret Bakan yardımcısı ve DTÖ Nezdindeki Temsilcisi Büyükelçi Gabriel Duque Mindelberg, 6 Haziran 2012 tarihinde Kolombiya, Meksika, Peru ve Şili arasında kurulan Pasifik İttifakı (Alianza del Pacifico) hakkında kapsamlı bilgiler sundu. Günümüzde yaklaşık 200 milyon nüfuslu, 2 trilyon dolar GSYİH’ya ve 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine sahip bir alanı kapsayan Pasifik İttifakı’nın amacı kapsamında, üye devletler arasında malların, hizmetlerin, sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımını sağlayan önemli bir ekonomik entegrasyon modeli sunuluyor. Büyükelçi Gabriel Duque Mindelberg’e göre Pasifik İttifakı aynı zamanda diğer bölgesel ekonomik entegrasyon modellerinden farklı olarak, diğer ülkelere açık bir entegrasyon modelini sunması ile farklı bir amaca hizmet ediyor.
Öte yandan, Barcelona Üniversitesi’nde beş yıl öğretim üyeliği de yapan Büyükelçi Prof. Dr. Mindelberg, Pasifik İttifakı çerçevesinde Haziran 2013 tarihinde Kolombiya’da düzenlenen Bakanlar Toplantısı sırasında Türkiye’nin de bu birliğin gözlemci üye statüsü konumuna geçtiğini belirtti. Böylelikle günümüzde, Türkiye’nin yanı sıra ABD, Kanada, Çin, Japonya, Kore, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin de olduğu toplam 25 ülke, Pasifik İttifakı’nda gözlemci üye statüsü konumuna sahip.
Mindelberg, 2013 yılı içinde Pasifik İttifakı’nın çerçevesinde ticaret kolaylığı, hizmet ile yatırım alanlarında ve kurumsal konularında önemli anlaşmalara imza atıldığını belirtti. Söz konusu anlaşmalarda, taraflar arasında ticaret kolaylığı sağlamak amacıyla, pazara erişim, menşe kuralları, sağlık ve bitki sağlığı önlemeleri ve ticaret önünde engellere yönelik hükümler bulunuyor. Ayrıca hizmet ticaretini teşvik etmek amacıyla, sınırlar arası ticaret, mesleki hizmetler, e-ticaret, telekomünikasyon, havacılık ve denizcilik gibi alanlarda da taraflar arası anlaşmalara varıldı.
Mindelberg, Pasifik İttifakı’nın kurulmasında bu yana taraflar arasında vize muafiyeti sağlandığını belirtti. Ayrıca üçüncü ülke vatandaşları, Kolombiya, Peru, Meksika ve Şili ülkelerinin herhangi birinden vize aldığı takdirde bu vizenin diğer üç ülkede de geçerli olacağı belirtildi. Pasifik İttifakı’nın üye devletleri yurtdışında ortak büyükelçilik kurma (örneğin Gana) girişimlerinde de bulunuyorlar. Pasifik İttifakı çerçevesinde, Avrupa’da uygulanan Erasmus Programı’na benzer olarak akademik ve öğrenci değişimleri için bir platform kuruldu. 2013 yılı içerisinde, ülke başına yüze yakın öğrenci ve akademisyenlere burs verildi. İttifaka üye ülkeler arasında turist hareketlerinin artırılması ve güçlendirilmesi amacıyla Turizm İşbirliği Anlaşması imzalandı. Tüm bunların yanı sıra ortak hisse senedi piyasası oluşturulması için Integrated Latin American Market (Mila) kuruldu.
Mindelberg ayrıca Pasifik İttifakı’nın önümüzdeki yıllar içinde diğer ülkeler ile entegrasyonu sağlamak için ne yönde adımların atılacağı konularında katılımcılarla detaylı bilgiler paylaştı. Bu bağlamda, önümüzdeki dönemlerde, Kosta Rika’nın yanı sıra Panama’nın da üye statüsünü kazanması bekleniyor. Önümüzdeki dönemde öngörülen bir diğer çalışma da, Asya-Pasifik ile beraber ticari, siyasi koordinasyon, iş birliği ve güvenlik konularında ortak çalışmaların yürütülmesidir. Pasifik İttifakı, ayrıca fikri mülkiyet hakları, turizm ve beşeri sermaye alanlarında işbirliği güçlendirmek yönünde çalışmaları yürütmeyi ve yeni ticaret ofislerinin açmayı (örneğin Kazablanka) hedefliyor.
Toplantının son konuşmacısı DEİK Yönetim Kurulu Üyesi Tuğrul Erkin ise küreselleşme sürecine karşın tüm dünyada bölgeselleşmeye yönelik girişimlerin artığını ve yeni pazarlara erişimde karşılaşılan zorluklara (örneğin vize sorunu) değindi. Pasifik İttifakı’nın önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirten Erkin, Türkiye’nin bu yöndeki işbirliğinin önemli kazançlar getireceğini açıkladı.