Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Istanbul Büyükşehir eski Başkanı Bedrettin Dalan, Fransa eski Başbakanı M. Alain Juppe,Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Daire Başkanı M. Maurice Guyader, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Haluk Kabaalioğlu, Türkiye’nin AB Üyeliği konusunu yuvarlak masa toplantısında tartıştılar. Montreal ÜniversitesiJean Monnet Profesörü Dr. Nanette Neuwahl tarafından yönetilen toplantı çok sayıda gazeteci, öğretim üyesi, diplomat ve öğrenci tarafından izlendi.
TV Canal Savoir ve bazı internet sitelerinde canlı yayınlanan oturumda Istanbul Büyükşehir eski Belediye Başkanı ve Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bedrettin Dalan, bugünkü AB yi bir anlamda Roma İmparatorluğuna benzettiğini, ancak Roma’da bir zencinin bile imparator olabildiğini, tek Pazar, tek ordu ve tek hukuk sisteminin geçerli olduğu Roma imparatorluğunun ayırımcılık yapmaya başlaması ve hristiyanlığın gelişmesi ile Batı ve Roma İmparatorluğu olarak ikiye bölündüğünü, Doğu Roma İmparatorluğunun ise Istanbul olduğunu belirtti. Bugün Avrupa ülkeleri hukuk sistemlerinin temelinde Roma Hukuku olduğunu anlatan Bedrettin Dalan, Roma’nın en önemli yasalarından Corpus Juris Civilis’in Roma’da değil Istanbul’da hazırlnaıp uygulamaya sokulduğunu, bugün Roma Hukukunun temeli olan metnin Istanbul kaynaklı olduğunun unutulmaması gerektiğinibelirttti.
Osmanlı İmparatorluğunun da bir anlamda Roma’ya benzediğini ifade eden Dalan, Roma İmparatorluğuna PAX ROMANA adı verildiği gibi Osmanlı İmparatorluğuna daPAX OTTOMANA adı verildiğini hatırlattıktan sonra, Türk tarihinde hiç bir zaman bir ÖTEKİ kavramına yer verilmediğini, Avrupalıların ise Türkiye’yi ve Türkleri hep THE OTHER olarak görmeye ve böyle yansıtmaya çalıştığını belirten Dalan, bu tür ayırımcılığa son vermedikçe AB nin ilerleyemeyeceğini, globalleşme, insan hakları konularında hararetli söylevleri olan Avrupalılar, aslında öteki veya the otherkavramını kullanmaya devam ettikçe samimiyetlerine inanılamayacağını, hümanizm ve insan hakları gibi konulardaki söylemlerinden vazgeçmeleri gerektiğini kaydetti.
Avrupa faşist rejimlerle yönetilirken Türkiye’nin büyük Atatürk’ün öncülüğünde modernleşme ve demokratikleşme konusunda tamamen kendi iradesiyle büyük atılımlar yaptığını, kadınların seçme ve seçilme hakkının bile bir çok Avrupa ülkesinden önce Türkiye’de tanındığını hatırlatarak, Fransa eski Başbakanı Juppe’ye de atıf yaparak laikliğin öncüsü Fransa’nın dünyada tek laik islam ülkesi Türkiye’nin sağladığı gelişmeleri gözardı edemeyeceğini, Doğu Roma’nın aslında Türkiye olduğunu belirterek, Türkiye’siz bir Avrupa, Türkiyesiz bir AB, Türkiyesiz bir Pax Europeakurulamayacağını sözlerine ekledi.
Türkiye’nin bin yıldır bu bölgede varlığını sürdürdüğünü ve bundan sonra da -AB üyesi olsa da olmasa da- büyük Atatürk’ün gösterdiği yolda çağdaş uygarlık düzeyinin çok üzerine çıkmayı sürdüreceğini belirten Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan, Brüksel’in isteksiz davrandığını hatırlatarak , AB üyeliği konusunda da aceleye gerek olmadığını, üyeliğin her iki tarafın da çıkarına olduğunun anlaşılmasıyla gerçekleşebileceğini belirterek Türkiye’nin AB üyeliğinin aslında AB nin de menfaatine olduğunu ve bu bilinçle davranıldığında Türkiye’nın kendine empoze edilmeye çalışılan ve acquis comunautaire le ilgisi olmayan talepleri red edeceğini belirtti.
Bedrettin Dalan, Prof. Nanette Neuwahl tarafından yayınlanan “European Union and Turkey : Reflections on the Prospects for Membership” isimli kitapda da belirtildiği üzere, diğer aday ülkelere olduğu gibi Avrupa’nın Türkiye’ye bazı talepleri empoze edemeyeceğini, 70 milyon nüfuslu büyük bir Devlet olan Türkiye’nin de AB ye bazı konularda başarıyla direnebileceğini ve kendi isteklerini kabul ettirebileceğini ifade etti.
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Haluk Kabaalioğlu da kendisinden önce konuşan Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu yetkilisi M. Guyader’in 1963 Ortaklık Anlaşmasını “basit bir ticaret anlaşması” gibi mütalaa etmesinin kabul edilemez olduğunu, bu anlaşmanın tam anlamıyla bir pre-accession / katılma öncesi anlaşma olduğunu, o amaçla Roma antlaşmasındaki dört temel serbestinin aynen kabul edildiğini, 1995 de Alain Juppe nin Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı döneminde Gümrük Birliği uygulamasının başlatılmasının tam üyelik yolunda önemli bir aşama olduğu için kabul edildiğini, gümrük birliği ile Türkiye’nin Topluluk müktesebatının önemli bir bölümünü 1996 dan bu yana kendi hukuk sistemine ithal ettiğini, sadece Ortak Gümrük Tarifesi OGT / CCT nin değil, AT nin Ortak Dış Ticaret Politikasının benimsendiğini, aynı şekilde Ortak Rekabet Politikasından, Ortak Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukukuna kadar bir çok alanda AB mevzutının benımsendiğini, tam üye olmadığı için Türkiye’nin karar mekanizmasında olmadığını, Türkiye gibi 70 milyon nüfuslu, dünyanın en büyük 16 veya 17 inci ekonomisinin dış ticaret kararlarının kendisi dışında ve hiç bir katkısı olmadan alınmasına uzun süre tahammül edilmeyeceğini, tam üye olunmadığı için yapısal fon, uyum fonu, sosyal fon gibi fonlardan da yararlanılamadığını, Türkiye’nin GB ile tam üyelik mükellefiyetlerini üstlendiğini ancak tam üyeliğin sağlayacağı avantajlardan yararlanamadığını belirterek makul bir süre sonunda tam üyelikle sonuçlanmayacak ise GB nin devam ettirilemeyeceğini anlattı.
İzleyicilerden Çek asıllı Kanadalı bir gazeteci Türkiye’nin AB üyeliğinin son derece önemli olduğunu, iki ay öce Istanbul’da olduğunu ve fevkalade dinamik ve modern bir kent olan Istanbul’dan etkilendiğini belirtti. Bu arada Ermeni Gençlik Derneği Başkanının sorusu üzerine Kabaalioğlu, birinci dünya savaşı esnasında asırlar boyu “millet-i sadıka” olarak anılan Ermenilerin Ruslarla birlikte Türk Ordusuna saldırdığını, 1920 li yıllarda Ermenistan Başbakanının yaptığı bir konuşmada ne kadar büyük hatalar yaptıklarını anlattığını, Ermeni diasporasının söylemlerini değiştirmeleri ve tarihi gerçekleri tahrif etmemeleri gerektiğini belirtti. Toplantı sonunda verilen resepsiyonda da adı geçen Dernek yöneticileri ile yapılan görüşmelerde kendileri İstanbul’ davet edildi.
Yuvarlak Masa toplantısı Canal Savoir tarafından naklen yayınlandığı gibiwww.cerium.ca adresinden de izlenebilir.